Share

ÜSTAD DEYİM KUZU’NUN KALEMİNDEN: ‘ZİHNİNİN KONTROLÜNÜ KENDİ ELİNE AL’

Bu bazen ikili ilişkilerimiz olur, bazen finansal durumumuz, bazen de sağlık problemlerimiz.
Yaşadığımız bu kötü olaylar değişir beklentisiyle kimi zaman işimizi, iş yerimizi değiştiririz, bazen arkadaş ortamımızdan uzaklaşırız, ilişkimizi ya da evliliğimizi bile bitirebiliriz.
Hatta bazen öyle olur ki, işin içinden bir türlü çıkamayıp yaşadığımız şehri dahi terk edebiliriz.
Bir umuttur aradığımız, karanlığımıza bir ışık arayışıdır tüm çabamız.
Yeni bir hayat, güneşli güzel günler diye çıktığımız bu yolda, karşılaştığımız olaylar, insanlar değişmiştir belki.
Evet isimler farklıdır, yüzler farklı, konular bambaşka.
Fakat bizde uyandırdığı duygular hala tanıdık eski duygulardır.
Tesadüf müdür tüm bu yaşanılanlar. Yoksa birinin bedduası mıdır yaşadıklarımız yada birkarma borcunu mu ödüyoruzdur fark etmeden? Hayır, hayır…!
Kendini bilmeden, kendi zihin kayıtlarında ne var bunları görmeden, yaşamla ve karşısındakilerle savaşan insanlar için hayat; her zaman hayal kırıklığının başkenti olmuştur.
Fark etmemiz gereken tek şey aslında dış dünyamızda olan her şeyin, içimizdeki aynadan yansıyanlar olduğudur.
Dışarıda izlediğimiz ve beğenmediğimiz bu manzara; içimizdeki sezon sonu gelmiş, bitmesi gereken bir filmin son kareleridir.
Artık canımıza tak ettiren olaylar, konular, kişiler değişsin istiyorsak, yazılmış eski senaryoyu yırtıp atmanınzamanı gelmiştir.
Eski düşünce kalıplarının son kullanma tarihi geçmiş, önceki yazılımın süresi dolmuştur.
Dışarıda değiştirilmesi gereken olaylar, düzeltilmesi gereken kişiler yoktur.
İnsanlara belki düzeltebiliriz diye istediğimiz kadar iyi, güzel davranalım; çok para kazanmak için, maddidurumumuzu düzeltmek için gece gündüz çalışalım; sağlık sorunlarımız için gitmediğimizdoktor, kullanmadığımız ilaç kalmasın, bütün çabalar boşunadır.
Ta ki biz yaşadığımız her şeyin kendi zihnimizin oyunları olduğunu anlayana kadar…
Yıkımı gelmiş bir binanın dışını istediğimiz kadar boyayalım, onaralım, dış cephe kaplamalarını değiştirelim, içerdeki çatlakların ve hasarların iyileştirilmesine bir etkisi olmaz.
Dayanıklılığını kaybetmiş bu binanın yıkılıp, tekrar yenisinin yapılmasından başka çare yoktur.
Bizlerinde artık bize hizmetini tamamlamış, öğretmenliğini bitirmiş, yaşamımıza pozitif katkısı olmayan, eski bilinçaltı kayıtlarını yıkıp, yerine yenilerini inşa etmekten başka şansımız kalmamıştır.
‘’Neden’’ diye başlayan sorularımızın cevap anahtarı, bizim bilinçdışı kayıtlarımızdasaklıdır.
Neden hep olumsuz şeyler benim başıma geliyor?
Neden istediğim gibi bir ilişki yaşayamıyorum?
Neden beni değersiz hissettiren, aşağıya çeken insanlara denk geliyorum?
Neden bu kadar emek vermeme rağmen başarısız oluyorum?
Neden istediğim hayatı yaşayamıyorum? …
Bugün neden diye sorduğumuz soruların ve yaşadığımız deneyimlerin büyük bir çoğu anne karnından başlayarak, çocukluk dönemlerimizde ( 0-7yaş , 7-13yaş, 13-18yaş) duyduklarımızla ve yaşadıklarımızla şekillenmiş ve doğru zannedilerek kayıt edilmiş inançlarımızın çıktılarıdır.
Bilinçaltı biz fark etmeden derinlere yazılan kayıtların içinden en güzel, en doğru, en rahat bulduğu senaryonun replikleriyle hayatımızı yönetirken, bizler bilinçli zihnimizle artık istemediğimiz yerleri, yine kendimizin değiştirebildiğini fark edelim.
Çünkü tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamamız, artık o problemleri çözmeye hazır haline geldiğimizin dehabercisidir.
Zira şifa yaranın içindedir.
Bilinçaltı en iyi bildiği, güvenli bulduğu ve tanıdık gördüğü çocukluk döneminin duygusal ortamını kaybetmek istemediğinden, yeni bir kayda da başlarda direnecektir.
Ama iyileşmenin ve zihni yönetmenin ilk adımı, oradaki eski kayıtlara bir ışık tutup, hepsiyle önce bir yüzleşmektir.
Eskiyi görmenin ve canını ne kadar acıtsa da onlarla yüzleşmenin en önemli artısı; şimdiki senle ve bu yaşındaki bilinçli zihninle, o çöp olmuş inanç kalıplarının ne kadar da saçma kayıtlar olduğunu ve sana asla hizmet etmediğini görmeni kolaylaştırmasıdır.
Yarayı tanımak ve teşhisi koymak tedavinin ilk ve en önemli aşamasıdır.
Artık sorun belliyse iyileşmede yakındır. Ben zihnimdeki düşünceleri gözlemlemeye başladıkça, benden duygu ve düşünce olarak ne yayılıyor fark ettikçe ve onlarla yüzleşmeye devam ettikçe aslında şunu fark edeceğim.
O düşüncelerin hiç biri bana ait değil.
Benim zihnime geçmişte birileri tarafından atılmış düşünce tohumları hepsi.
Ben sadece benim zannedip kabul etiğim ve onlarla özdeşleştiğim için onları besleyip büyütmüşüm ve hayatım dediğim dış dünyamda, zihnimden geçenlere uygun bir hologram yaratmışım.
Artık bu teşhiste konulduysa zihnimi kendi kontrolüm altına alma zamanımda gelmiştir.
Zihnim nasıl ki bu güne kadar benden habersiz ve izinsiz bir şeyler düşünüp, benim adıma karar verip, benim hayatımı yönettiyse , değişim için; artık gün, benim onu yönetme, ipleri kendi elime alma günüdür.
Değiştirmek istediğim ve bundan sonra bilinçli seçimler yaparak, seçtiğim hayatı yaşayabileceğimi fark ettiğimde, her şeyin benim kontrolümde olduğu yeni bir hayat senaryosunu da kendim yazabilirim.
Sabahattin Ali’nin de dediği gibi; Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir.
Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkma vakti.

You may also like...