SOSYAL HİZMET UZMANI MAHİR VARLI: ‘LGBT TEHDİDİNİ’ DEĞERLENDİRDİ’
Ne kadar ömrüm kaldı bilmem ancak,* *son nefesime kadar karanlıkları aydınlatmak için çaba sarf edeceğim, cehalet ile topyekûn savaşacağım,* *gücüm yettiğince,* *karınca, kararınca zalimin büyük ateşini söndüremeyeceğimi bilsem de,* *karıncanın nemrudun ateşine bir damla suyu taşıması misali, tarafımı ifşa edeceğim.**Bencil olmayacağım,* *bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demeyeceğim,* *bana ne demeyeceğim,* *eksiklerimi dinlemek adına sana ne demeyeceğim.* *Nasıl ki; sosyal hizmet uzmanı olarak toplumda dışlanan engelli bireylerin, madde bağımlısı bireylerin, şiddet mağduru kadınların çocukların maddi manevi sıkıntı yaşayan bireylerin ve bu sayfalara sığmayacak kadar çok olan kitlesel toplumların sorunlarına değinmek, çareler sunmak sosyal hizmet uzmanının yegane görevi ise aynı şekilde yine her toplumda yer alan LBGT li bireylerin durumunda aynı hassasiyeti göstererek çareler sunmak yegane görevlerinden biridir.**Bugünde LBGT li bireylerin durumuna değinmek istedim.**Umarım bir nebze olsun toplumumuza bir faydam dokunur.**LBGT* (Lezbiyen, Biseksüel, Gay, Transseksüel) bireylerin cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri hakkında bilimsel ve kültürel bağlamda çok sayıda farklı görüş vardır. Bu konuyu psikolojik, biyolojik, anatomik, felsefi, ve dini açılardan incelemek oldukça karmaşıktır. 1. *Psikolojik, Biyolojik, Anatomik ve Felsefi Açıklamalar** *Psikolojik Açıklamalar:*Psikoloji, cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliğinin, bireyin kimliği ve kişiliğiyle ilgili bir parçası olduğunu kabul eder. LBGT bireylerin durumu, çeşitli psikolojik teorilerle incelenmiştir. Psikiyatri ve psikoloji toplulukları, eşcinselliği uzun zaman önce bir hastalık ya da bozukluk olarak görmekten vazgeçmiştir (1973’te Amerikan Psikiyatri Derneği ve 1992’de Dünya Sağlık Örgütü). Yapılan araştırmalar, cinsel yönelimin doğuştan geldiğini veya yaşamın erken dönemlerinde şekillendiğini öne sürer ve bu durum bir seçim veya dış etkenlerle doğrudan ilişkili değildir. *Biyolojik ve Anatomik Açıklamalar:*Bilim insanları, cinsel yönelimin oluşumunda genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığını savunmaktadır. Örneğin, bazı çalışmalarda anne karnında maruz kalınan hormon düzeylerinin bireyin cinsel yöneliminde etkili olabileceği öne sürülmüştür. Ancak, LGBT bireylerin biyolojik yapıları veya anatomik özellikleri genel insan popülasyonundan farklı değildir. Birçok araştırma, cinsiyet kimliğinin beyin yapıları, hormonlar ve genetik faktörlerle ilişkili olabileceğini de göstermiştir. *Felsefi Yaklaşımlar:*Felsefi olarak bakıldığında, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, bireyin varoluşunu ve kendini nasıl tanımladığını içerir. Birçok düşünür, cinsel yönelimlerin doğal bir çeşitlilik olduğunu savunur ve bireylerin özgür iradeleriyle yaşamalarını savunan ahlaki felsefeler geliştirmişlerdir. 2. *Sağlık Problemleri ve Porno Kültürünün Etkisi* Bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalara göre, cinsel yönelimlerin ortaya çıkmasında herhangi bir sağlık probleminin doğrudan etkisi bulunmamaktadır. Ayrıca, porno filmlerinin veya cinsel içeriklerin bireylerin cinsel yönelimlerini değiştirdiğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Cinsel yönelim, pornografik içeriklere maruz kalma veya sosyal etkileşimlerden ziyade, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin birleşiminden etkilenir. 3. *Hormonların Gelişmemesi ve Cinsiyet Duygularının Zayıflığı* Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim, bireylerin hormon düzeyleriyle ilgili olabilir, ancak hormonlar bu konuyu tamamen açıklamaz. Anne karnındaki hormon seviyelerinin bazı etkilerinin olduğu öne sürülse de, bu durumların karmaşık bir biyopsikososyal süreç sonucunda şekillendiği bilinmektedir. “Erkeklik” veya “kadınlık” duygularının zayıflığı ile cinsel yönelim arasında doğrudan bir bağlantı kurulmamıştır. 4. *Bu Durumlar Bir Fantezi mi veya Şeytani Bir Durum mu?* Bilimsel açıdan bakıldığında, LGBT bireylerin cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri ne bir fantezi ne de şeytani bir durum olarak değerlendirilir. LGBT olmak, insan cinsel çeşitliliğinin bir parçasıdır ve birçok bilimsel çalışma bu durumun biyolojik ve psikolojik olarak normal olduğunu göstermektedir. 5. *Dini Perspektifler* *İslam:*İslam dini, geleneksel olarak homoseksüel ilişkileri günah olarak görür ve bu tür davranışlar yasaklanmıştır. Ancak, çağdaş İslam düşünürleri arasında, LGBT bireylere yönelik hoşgörü ve anlayış çağrıları da artmaktadır. Bu konuda Kuran’da Lut Kavmi örneği sıkça anlatılır. *Hristiyanlık:*Hristiyanlığın birçok mezhebi, özellikle geleneksel görüşler, homoseksüelliği günah olarak kabul eder. Ancak, modern zamanlarda bazı kiliseler (özellikle Protestanlar arasında) LGBT bireyleri kabul etmeye başlamıştır. İncil’de bazı ayetler (örn. Levililer 18:22) homoseksüelliği yasaklayan ifadeler içermektedir. *Yahudilik:*Yahudiliğin Ortodoks kesimi, homoseksüelliği kabul etmez ve Tevrat’taki (Levililer 18:22) ayetlerle yasaklandığını belirtir. Ancak, Reformist Yahudilik gibi daha modern yaklaşımlar, LGBT bireyleri destekleyen görüşler geliştirmiştir. 6. *Durumu Düzeltmek İçin Ne Gibi Önlemler Alınmalı?* Bilim dünyası, LGBT bireylerin cinsel yönelimlerinin bir hastalık ya da bozukluk olmadığı konusunda hemfikirdir. Bu nedenle, “düzeltme” veya “tedavi” gibi yaklaşımlar, modern tıbbi ve psikolojik etik tarafından reddedilmektedir. Psikologlar ve ürologlar, bireylerin cinsel yönelimlerini değiştirmeye çalışmanın zarar verici olabileceğini belirtmiştir. Anne karnındaki gelişim süreçlerinde beslenmenin hormon gelişimi üzerinde etkisi olabilir, ancak bu durum doğrudan cinsel yönelim ile ilişkilendirilemez. 7. *Bilimsel Makaleler ve Araştırmalar* Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği üzerine yapılan çok sayıda bilimsel araştırma bulunmaktadır. Önemli makaleler ve kitaplar arasında, Amerikan Psikiyatri Derneği ve Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayınlanan raporlar ve Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinsellik üzerine yayınladığı raporlar bulunmaktadır. Bu çalışmalarda, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin doğuştan gelen biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir birleşimi olduğu belirtilmektedir.*Sonuç olarak belirtmeliyim ki nasıl ki yazımın birinci başlangıç paragrafında belirttiğim gibi 1992 de dünya sağlık örgütünün bu cinsel yönelimlerin doğuştan geldiğini ve yaşamın erken dönemlerinde şekillendiğini belirtmesi bu durumun doğuştan geldiğini gerçeğini vurgulamaktadır ve bu gerçeğin bilimsel anatomisi anne karnında başlamakta olduğu tanısinı belirtir. bilimsel, psikolojik ve biyolojik olarak olağan bir durum olarak gösterilsede bundan sonraki süreçte yeni nesillerin bu durumlara maruz kalmamaları açısından ülke olarak gıda güvenliğimizi sağlayalım, denetimleri sıklaştıralım sağlıklı beslenelim, özellikle hamile kadınlar; zira bireyin tüm gelecekteki gelişimi anne karnında şekilleniyor.* *bilinçsiz ilaç kullanımı,, ilaçların yan etkileri, gdo lu ürünlerin tüketimi, doğallığını yitirmiş ilaçlı meyve sebze gıda tüketimi stres,ve bu sayfalara sığmayacak kadar çok olan etkenler anne karnınaki bebeğe aktarıldığında bireyin tüm sağlık gelişiminin anne karnında şekillendiği gerçeğinden yola çıkarak dikkate almalıyız*Ve ne olur LBGT durumunu özendirecek tutumlardan kaçınalım,* *pornografik yayınlardan,* *porno flimlerden çocuklarımızı uzak tutalım,ve kimlerle arkadaşlık yaptıklarına dikkat edelim, *çocuğumuza ilk önce ahlaklı olmamız gerektiğini herşeyin ahlaksızlık ile tarumar olduğunu öğretelim.**Kalın sağlıcakla;**Kendinize çok iyi bakın.* YanıtlaYönlendir Tepki ekle