Share

KURBANDAN BAŞKA KİMSE KURBAN OLMASIN 

Hz. İbrahim (as) ile Hz. İsmail’in (as), Rabbi Rahime olan teslimiyet sınavında, kurban etmek veya edilmek yerine mükafat olarak kurban kesmek, bütün ehli iman ve hali vakti yerinde olanlara Cenabı Allah tarafından vacip kılındı. Bu vazifeyi hali vakti yerinde olan herkesin yerine getirmesi gerekir. Bu ibadeti yerine getirdiğimizde, İnşâAllah-u Rahman beşer olarak da artık hiçbir kurban vermeyiz. Kestiğimiz ve keseceğimiz her kurban, hem günahlarımıza kefaret hem de önümüzdeki büyük bela ve musibetlere engel olur.  Eğer bu ibadeti kulak ardı edip veya yapıldığında da maksadı dışında yapılırsa o kurban ne kurban olur, ne Allah’ın rızasına mazhar olunur, nede Allah’a olan vacip ibadetimiz yerine gelmiş olur. Zira Allah’ın ne ibadetlerimize ve nede kurbanlarımıza ihtiyacı var. Bilakis bizim onun rahmetine ve merhametine ihtiyacımız var. Onun için üzerimize vacip olan vazifemizi harfiyen yerine getirelim ki, beşer olarakta başka kurban vermeyelim.  Bu meyanda geçen gün Şanlıurfa’da yaşayan kıymetli dostum ve saygıdeğer meslektaşım olan yazar Seyyid Ahmet Rufaioğlu ile hasbihal ederken, şu konuya vurgu yaptı. Dediki memlekette artık öyle kurbanlar veriliyor ki vacip olmasaydı Kurban Bayramında kurban kesmeye gerek dahi kalmayacaktı. Birde bölge aşiret bölgesi olduğu için, bir ölüm vakasında, aynı zaman diliminde onlarca, bazen yüzlerce ölümlere sebep oluyor. Sebebini sorduğumda, aynen de dediği gibi fındık kabuğunu doldurmayan sudan sebepten farazi sebepler gibi ya trafikte yol verme muhabbetti ya da arazilerdeki bir iki metrelik sınır ihlallerin kavgasında nice canlar yanıyor. Birde buna faizci ve tefecilerin borç batağına sapladıkları kişilerin alma verme muhabbeti binince, işin tam çığırından çıktığını söyledi.  Eğer bizler Allahtan korkmaz isek, Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirmez isek, bugün ne Garp’ta ve nede Şark’ta bu tür sorunların sonu gelmiş olur. Oysa mülk  ve her şey Allah’ındır. O zaman ne diye üç günlük dünyada bu kadar tahammülsüzleşerek birbirimizi kırıp döküyoruz. Kimin malını kimden koruyoruz? Bu uğurda o kadar kanlar döküp can yakıyoruz? Peki değer mi? Bence değmez. O zaman bırakalım dünya malı dünyada kalsın.  Bakınız, bizde Hz. İbrahim ( A. S. ) ile Hz. İsmail ( A. S. ) gibi Allah’a teslim olursak, onun emir ve yasaklarını yerine getirir isek, inanın Allah’a hiç kimsenin sırtı hiçbir şekilde yere gelmeyecektir. Buna ilaveten Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) sünneti sen iyesini yerine getirdiğimizde, işte o zaman nur üstüne nur, hayr üstüne hayr olur. Bunu yapmayanlar, burnu pislikten başı dertten çıkmaz. Onun için bir Müslüman evladı olarak Müslümanca yaşayarak İslam’ın şerefi ile şerefyap olalım.  İla ahiri kelamımızın hulasasında Yüce Rabbim cümlemizi merhameti ile Rahmetlendirsin. Bütün ehli Kaf ve ehli iman kulların zümresinden eylesin. Allah cümle ümmetin yar ve yardımcısı olsun. Bizleri af olunan Salih ve Saliha kulların zümresine ilhak eylesin. Cümlenizin mübarek “Kurban  Bayramını”  yürekten kutlayarak tebrik ederim. Bu bayramın cümlemizin kurtuluşuna vesile olmasını dilerim. Selam ve dua ile dua eder, duanızı beklerim İnşâAllah. Huzur içinde kalın selametle efendim.“SAYGILARIMLA VESSELÂM”

You may also like...