Share

IYAZ ÇİMEN, ‘EVLİLİKTE KUSUR VE YARGITAY KARARI’ HAKKINDA UYARIYOR

Iyaz Çimen, Özel hayatın gizliliği ile ilgili olarak; ‘Kişinin sadece kendisinin belirlediği kişilere açtığı, bilinmesini istemediği ve korunmasını istediği bu hayata, özel hayat denilmektedir. Her insan, özel ve mahrem hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Bu hak yasalarca da güvence altına alınmıştır. Kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkı, evlilikle tamamen ortadan kalkmaz. Taraflar evli olmaları ve aynı konutu paylaşmalarından dolayı birbirlerinin kişisel eşyalarına ve özel yaşam alanına giren hususlara kolayca ulaşabilme imkanına sahiptirler.
Dün bazı medya organlarında yer alan bir haber özel hayatın tekrar gündeme gelmesine sebep oldu. Kayseri’de yaşayan M.S. kocasının aşırı kıskanç olduğunu, yatak odasına gizli kamera yerleştirdiğini, istediği yere gitmesine izin vermediğini, kendisine baskı yaptığını belirterek boşanma davası açıyor. 100 bin lira maddi ve 100 bin lira manevi tazminat isteyen kadına aile mahkemesi aylık 2 bin lira yoksulluk nafakası, yasal faiziyle birlikte 30 bin lira maddi, 30 bin lira da manevi tazminat ödenmesini kararlaştırıyor. İtiraz üzerine Kayseri Bölge Adliye 2. Hukuk Dairesi, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunu kaydediyor. M. S.’ye yasal faiziyle birlikte 100 bin lira maddi, 100 bin lira da manevi tazminat ödemesini kararlaştırıyor. Koca E. S. kararı Yargıtay’a taşıyor ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de istinaf mahkemesinin kararını onadı.
Yargıtay uygulamasında göre, aşağıdaki şartların tümü bir arada gerçekleştiği takdirde elde edilen delil hem özel hukuk hem de ceza hukuku anlamında hukuka uygun delil olarak kabul edilir:
Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişinin kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan (cinsel taciz, cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için kayıt yapması gerekir. Kendisine veya bir yakınına karşı işlenen herhangi bir suç veya suç teşkil etmese de haksız saldırı yokken yapılan her türlü kayıt hukuka aykırı olup delil değeri yoktur.Kayıt yapan kişinin veya yakınları aleyhine işlenen suç veya haksız saldırı, “tesadüfen” veya “ani gelişen bir olay” şeklinde cereyan etmelidir. Tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları suç teşkil eder.Ses, fotoğraf veya video kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma imkanından yoksun olması gerekir. Kolluk güçlerine başvurarak kanıtların elde edilmesi mümkünse yapılan kayıtlar hukuka aykırı hale gelir.Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişi kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleme ve yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla bu kayıtları yapmalıdır. Kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılması veya bu amaçla yapılması suç teşkil eder. Kayıtların sunulacağı yetkili makamlar; idari devlet birimleri, polis veya jandarma gibi kolluk görevlileri, savcılık veya mahkeme gibi adli makamlardır.Boşanma davası, alacak davası, tazminat davası gibi özel hukuk davalarında kişinin kendisinin veya bir yakının iddiasını ispatlamak amacıyla bir kereye mahsus yapılan kayıtlar da delil değerine sahiptir. Örneğin, kızını aldatan damadını bir kadınla birlikte sokakta sarılmış bir vaziyette gören kayınvalide bu durumu video kaydı ile tespit edip boşanma davasında kullandığında, yapılan kayıt hukuka uygun delil olarak kabul edilir.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 134.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

You may also like...