EĞİTİMCİ MEHMET EMİN ÇELİK: ‘ AKRAN ZORBALIĞI VE ALINACAK TEDBİRLER’
Akran zorbalığı sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın ortak problemi haline geldi. Yazımın başında belirtmek istiyorum: Akran zorbalığı aile, okul ve çocuk üçgeninde çözülecek bir sorundur
Çoğu zaman sanal ortamda başlayan ve sonra fiziksel şiddet, sözlü taciz ve siber zorbalık gibi farklı biçimlerde yaşanan akran zorbalığı, çocuklarda duygusal problemlere ve akademik performansın düşmesine neden olabiliyor.
Eğitim kurumlarında yaşanan akran zorbalığı, zorbalığa maruz kalan çocukların okul korkusu geliştirmesine de sebep olabiliyor. Peki, bu durumla nasıl başa çıkılabilir?
Çocuklar okul öncesi ve ilkokul sürecinde arkadaşlık ilişkileri kurmayı ve sürdürmeyi, grup kurmayı, statü kazanmayı ve sosyal beceriler geliştirmeyi öğrenmektedirler.
Aile faktörünü de katarsak kimi çocuklar akranlarıyla olumlu ilişkiler kurup sürekli olarak iş birliği yapmakta, akranları tarafından sevilip sağlam ilişkiler kurmakta, bazıları ise arkadaşlarına sıklıkla saldırgan davranışlarda bulunmakta ve çok az sayıda arkadaşa sahip olmaktadır.
Yaşıtlarıyla yaşadıkları olumsuz ilişkiler genel bir ifadeyle saldırganlık olarak adlandırılmaktadır. Saldırganlığın tanımı çok geniştir ve zorbalık, şiddet gibi çeşitli alt dalları vardır.
Sanal ya da günlük hayatta yaşanan her zorbalık aslında saldırganlıktır ama her saldırganlık zorbalık değildir. Zorbalığın saldırganlıktan ayırt edilebilmesi için amaçlılık, süreklilik, güç dengesizliği gibi koşulların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Hiç bir ebeveynin tasvip etmediği akran zorbalığı bir veya daha çok öğrencinin, kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle yaşanan ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türüdür.
Alay etme, aşağılama, hakaret gibi zorbalıklar, çatışma veya şiddetten farklıdır ve bir arkadaş anlaşmazlığı olduğu düşünülmemelidir. Zorbalık, erken yaşlarda öğrenciler arasında popüler olma, kendini kabul ettirme, sorun çözme ve empati kurma gibi becerilerden yoksun olma, devamlı kaygı yaşama, fiziksel ceza yöntemi kullanan ailelerden gelme gibi çok çeşitli nedenler ile tetiklenebilmektedir.
Toplumda en çok görülen zorbalık çeşitleri fiziksel şiddet, sözel şiddet ve sosyal yalıtım olarak kendini gösteriyor.
Şekli ne olursa olsun zorbalığa maruz kalmak, çocuklarda huzursuzluk, kaygı, gerginlik hissi gibi psikolojik sorunlar başta olmak üzere; akademik sorunlara ve sosyal sorunlara da sebebiyet verebiliyor.
Akranlarına yönelik zorba eylemlerde bulunan çocukların ebeveynlerinin aile işlevlerinin zayıf olduğu ve çocukla güvensiz bağlanmanın söz konusu olduğunun altını çizmek istiyorum. Çocuklar evde yaşadıkları huzursuzlukları, maruz kaldıkları ihmal veya istismar durumlarını okulda farklı yollarla yansıtabilmektedirler.
Evde ya da çevrede şiddet uygulayan ebeveynini model alarak akranlarına zarar verebilmekte, bazıları ise şiddet gören ebeveyni gibi içine kapanmakta ve okulda da zorbalığa uğrayabilmektedir. Çocuklarda zorbaca davranışları engelleyebilmek için aile özelliklerinin bilinmesi faydalı olacaktır.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de akran zorbalığına yönelik gerçekleştirilen araştırmanın öne çıkan diğer önemli bulguları ise şu şekilde:
Ankete katılan ebeveynlerin yaklaşık yüzde 75’i, çocukları doğrudan olaydan bahsetmeden akran zorbalığının farkına varamadığını söyledi.Velilerin vermiş olduğu cevaplar, fiziksel ve psikolojik zorbalığın aksine sözel zorbalığın okullarda en yaygın görülen zorbalık türü olduğunu gösterdi.Araştırma, Türkiye’de en yaygın zorbalığın “sürekli dalga geçme” ve “sosyal medyada herhangi biri hakkında uygunsuz yorum, resim veya video yayınlamak” olduğunu ortaya çıkardı.
Çocukların birbirleri hakkında çıkardığı dedikoduların sosyal medyada yayılması da yaygın siber zorbalık sorunlarından birisi.Çocukları siber zorbalığa uğrayan ailelerin yüzde 79’u olayı yetkililerle paylaşmadığını ifade etti.Araştırma, utangaç çocukların siber zorbalıkla karşılaşma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterdi. Aileler ayrıca bir çocuğun özgüven eksikliği yaşamasının ve mutsuzluk duygularının başkalarına zorbalık yapmasına neden olduğunu paylaştı.Araştırma aynı zamanda zorbalık konusunda eğitim kurumlarına duyulan güveni de inceliyor. Veliler, okulların zorbalığı önlemek için yeterli önlemler almadığını ve bu konuda okullara tam olarak güvenmediklerini söyledi. Ortalama olarak, her iki katılımcıdan biri, diğer ebeveynler ile kurdukları iletişimi akran zorbalığını önlemenin en etkili yolu olarak gördüğünü paylaştı.Ebeveynlerin yüzde 38’i çocukları daha az şiddet içeren video oyunları oynamaya teşvik ederek akran zorbalığının önlenebileceğini söylerken, yüzde 37’i çocukları daha kibar olmaya teşvik etmenin zorbalığı azaltabileceğini söylemek istiyorum.
Akran zorbalığı en sağlıklı biçimde, aile-okul-çocuk üçgeninde, öğretmenlerin, ebeveynlerin, rehberlik birimlerinin birbirleri ile iletişim halinde bulunmaları ile çözüme kavuşabilir.
1. Çocukların özellikle saldırgan davranışlarla istediklerini yerine getirmelerine izin verilmemeli, bu tür davranışlar pekiştirilmemelidir.
2. Çocuklara sosyal olgunluklarına uygun görevler verilerek kendilerine güven duygusunun gelişmesi desteklenmelidir. Çocuklar kızgın ve öfkeliyken onlarla tartışmamalı ve sakinleştikten sonra bu durum birlikte konuşularak değerlendirilmelidir. Çocuğun, seyrettiği TV programları, filmler, oynadığı bilgisayar oyunları, ilgileri konusunda dikkatli olunmalıdır.
3. Televizyon izlemesi sınırlandırmalı, hangi programları izlediği, hangi bilgisayar oyunlarını oynadığı ise kontrol edilmelidir. Seyredilen film ve yaşanılan gerçek olaylar üzerinde mutlaka konuşulmalı, topluma uyan veya uymayan davranışlar çocukla birlikte değerlendirilmelidir.
4. Çocuklar, çeşitli sosyal ve sportif alanlara yönlendirilmeli ve onlara hobilerini yapmaları için fırsatlar verilmelidir. Aileler çocuklarıyla daha nitelikli zaman geçirmeli, zorbalık davranışlarına karşı dikkatli ve özenli olmalıdır. Kardeşler arasında böyle bir durum varsa mutlaka müdahale etmeli bu tür davranışlara izin verilmemelidir. Aileler çocuklarının diğer arkadaşlarının yanında popüler olması yönündeki arzularını, çocuklarına yansıtmamalıdır.
5. Aileler çocuklarıyla sorgulayıcı nitelikte değil paylaşım amacıyla sohbet etmeli, çocuklarının arkadaşlıklarını (kendisini üzen veya kızdıran) anlamaya çalışmalıdır. Anne ve baba çocuklarının bir arkadaşına zorbalık yaptığını öğrendiğinde, çocuklarını savunmamalı ve bu tür davranışları asla onaylamayacaklarını kesin bir dille belirtmelidir.
6. Çocuğun duygudaşlık kurarak karşısındakinin zorba bir davranış karşısındaki duygusunu anlaması sağlanmalıdır. Zorbalığın doğal bir davranış olmadığı vurgulanmalıdır. Aileler, çocuklarının davranışları ile ilgili olarak sıklıkla öğretmenlerinden bilgi almalı çözüm üretmeye çalışmalıdır.