Share

AV. MEHMET EROL ULUTAŞ ‘ GELİŞMİŞ ÜLKELER EKONOMİSİ VE HUKUK’U DEĞERLENDİRDİ

*GELİŞMİŞ EKONOMİYE SAHİP İLK 10 ÜLKE ARASINDA, HER AN YER ALABİLİRİZ!..* Türk Adalet Yapısının ve Türk Ekonomisinin mevcut kronikleşmiş sorunsallarının düzeltilebilmesi ve ivedi bir şekilde acil çözümlemelerin vakit kaybetmeksizin hayata geçirilebilmesi bu iki elzem konu da sorumlu davranan duayenlerin ve uzman kişilerin önerilerinin ve stratejilerini aktivist bir şekilde öz de uygulamaya sokulmasına bağlıdır. Ekonomimizin sürdürülebilir bir şekilde iyileştirilmesi, Türk Yargı Dünyası’nda da kapsamlı, kararlı ve uzun vadeli reformları gerektirmektedir. Türkiye’nin ekonomik sorunlarının çözümü için uygulanabilecek politikalar ve stratejileri ele alırken Türk Adalet yapısında yapılması gereken değişiklikler göz ardı edilmemelidir. Özellikle; makroekonomik dengelerin sağlanması, enflasyonla mücadele edilmesi mevcut asayiş olaylarının ve de suç işleme potansiyelini dişe dokunur miktarda minimize edecektir. Türk ekonomisindeki suni yüksek enflasyon, hane halkı ve işletmeler için belirsizlik yaratmaması adına hukuksal reformist yaklaşım kaçınılmazdır. Mevcut enflasyonist karamsarlık insanımızın psikolojisini olumsuz yönde etkilemekte curum işleme potansiyelini geçici de olsa her geçen gün arttırmaya çalışmaktadır. Enflasyonla mücadelede atılacak olan adımlar kritik bir öneme sahip olup insani değerlere yaraşır bir şekilde yaşama hakkını daha da yüceltilmesi mevcut hükümet tarafında cansiperhane ve halis niyetli bir şekilde hayata geçirilmek istenmektedir. Fakat bilhassa; olmazsa olmazımız olan bağımsız bir Merkez Bankası’nın para politikalarının her hangi bir dış baskılardan arındırılması olması gerekenin bağımsız şekilde uygulanması, toplumsal güven ve huzuru artıracak ve Türk Yargısı’nın iş yükünü de ciddi anlamda düşmesine yol açacaktır. Maalesef ki; mevcutta uygulanan sıkı para politikası vatandaşımızı geçici de olsa belirsizliğe itmekte faiz oranlarının ve enflasyon beklentilerini kıracak bir şekilde vatandaşın lehine olan uygulamaların ivedilikle belirlenmesi gerekmektedir. Her şeyden önce; mali disiplin kamu harcamalarının kontrol altına alınması ve bütçe açığının azaltılması gerekliliği ile başlanılmalı vatandaşımızın sırtındaki vergi yükü tıpkı İbni Haldun stratejisindeki gibi düşürülerek ekonomik anlamda büyüme hızla sağlanmalıdır. Mevcut döviz piyasalarının düşmesi yönündeki istikrarı, Türk Liramızın değer kaybını önlemede hukuksal anlamda eeformlar ile ivedi önemlerin alınmasını gerektirmektedir. Ekonomimizi yönetenlerin rezerv yönetimi, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini güçlendirecek politikalar ile piyasa ekonomisi revize etmek yerine tıpkı savunma saniyinde yaptığımız gibi yerli üretim ekonomisine geçiş yönünde; 10 yıllık, 20 yıllık, 30 yıllık iktisadi politikalar izlenmesine bağlıdır. Dış ticaret dengesinin iyileştirilmesine bağlı olarak; özellikle tarım, teknoloji ve güneş enerjisinin üretimi ve ihracatına dayalı büyüme modeli benimsenmeli, müsriflik derecesinde olan ivedillikten uzak ithalat bağımlılığı derhal azaltılmalı ve yerli mallarının üretiminin ve ihracının teşviği hukuksal reformlar ile sağlanmalıdır. İşte bu noktada; ekonomik ve hukuksal yapısal reformların hayata geçirilmesi, hukukun üstünlüğü ve güven ortamının sağlanması, ekonomik istikrarın var olması adına; yabancı ve yerli yatırımcılar açısından öngörülebilir teknolojik ve dijital devrim kapısını aralamaya ortam sağlamalıdır. Bağımsız yargımız, her zamanki gibi dünya genelinde ekonomik üstünlük kurmamızın olmazsa olmazıdır. Hukukun üstünlüğü sağlanıp, mülkiyet haklarının yeniden güçlendirilmesi ve garanti altına alınması Türk ekonomisine olan güven ve yatırımları hızla arttıracak; vatandaşlarımızın ise geleceğe ve ekonomiye dair yeni umutlar beslemesini sağlayarak ve Türk adalet yapısınında asayiş problemlerinin azslmasına bağlı olarak işi daha da kolaylaşmış olacaktır. Her şeyden önce, bu ekonomik gücü tesis etmek adına; şeffaflık ve hesap verebilirlik bir kurumu içten kemiren hastalıkların direk panzehiri olması hususunun sorumlular tarafından engin bir şekilde benimsenmesi gerekmektedir. Kamu kurumlarının şeffaflığı arttıkça, her hangi bir yolsuzlukla mücadele edilmesi daha kolaylaşacak vatandaşın hem yargıya hem de ekonomiyi yönetenlere olan saygı sevgi ve güveni hızlı bir şekilde artacaktır. Vatandaşın eğitimi ve vasıflı iş gücü reformlar ile arttırıldıkça insani özgüven hızlı bir şekilde yükselecek asayiş olayları minimize hale gelecektir. YAZAR HAKKINDA
Hukuksal Araştırmacı Yazar, Av. Mehmet Erol ULUTAŞ; 
1982 yılında Hatay ilinde doğdu; ilkokul, ortaokul ve de lise eğitimlerini İskenderun ilçesinde aldı. 
Yüksek öğrenimini, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayıp; İstanbul Barosu 1 No.lu Barosu’na bağlı olarak, özellikle ceza hukuku ağırlıklı ‘Ulutaş Hukuk Bürosu’nda değerli eşi ile birlikte kurucu Avukatlık ve Hukuksal Danışmanlık hizmeti vermektedir. 
Eşi de kendisi gibi; naciz ömrünü; Yüce Türk Milleti’ne, Aziz Türk Vatanı’na ve de Kutsal Türk Varlığı’na adamış; ‘Türkiye Cumhuriyeti Avukatı’dır. 
 

You may also like...