ÖNLEMEK TEDAVİ ETMEKTEN KOLAY
Madde bağımlılığı gibi dünyanın tüm bölgelerinde can alan bir illete karşı ‘ Önlemek tedavi etmekten daha kolaydır’ sloganımızı her yerde haykırmaya devam ediyoruz. Bağımlılık gibi oldukça sorunlu bir alanda mücadele veren ebeveynler, çoğu zaman deneme- yanılma yöntemiyle tecrübe ve birikim kazanıyorlar. Bağımlılık gibi can yakan bir alanda uzun yıllardır deneyim sahibi Cengiz Akkaya bize tecrübelerini aktaran kıymetli bir üstadımız. Derlediği değerli birikimlerinde çok önemli tespitler var.Bize de paylaşmak düşüyor:’Bağımlılık tedavisinde davranış değişikliklerinin hedeflendiği son derece etkin tedaviler uygulanmaktadır. Bazı vakalarda başarıya ulaşana kadar birçok tedavi sürecine gereksinim olmaktadır. Bağımlılık tedavisi çeşitli aşamalardan oluşan uzun süreli bir tedavidir. 1. Herkes için uygun tek bir bağımlılık tedavisi yoktur. Kişinin ihtiyaçları doğrultusunda bağımlılık tedavisi düzeni belirlenir. 2. Yeteri kadar süre bağımlılık tedavisine devam etmek, bağımlılık tedavisinin etkili olması için kritik bir öneme sahiptir. Uygun süre kişinin sorunları ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Birçok kişi bağımlılık tedavisini erken bıraktığı için tekrar alkol ve madde kullanmaya başlamaktadır. Grup terapisi toplantıları (na-adsız narkotikler ve aa-adsız alkolikler grupları) bağımlılık tedavisinde oldukça etkilidir. Bağımlılık tedavisi sırasında alkol ve madde kullanımına karşı koyma becerilerinin geliştirilmesi, alkol ve madde kullanımı ve bununla ilişkili aktiviteler yerine, daha yapılandırıcı aktivitelerin devreye sokulması ve sorun çözme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Aynı zamanda aile ve toplumla kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi bağımlılık tedavisinde ele alınır. Bütün bunlar bağımlılık tedavisinin neden yeteri kadar sürmesi gerektiğinin de göstergesidir. 3. Alkol ve madde kullanımı ile ilişkili sorunlar ve eşlik eden başka patolojik-psikiyatrik hastalıkların tedavisi gerekebilir. Bağımlılık ve başka ruhsal bozuklukların birlikte görülme olasılığı çok yüksektir. 4. Arındırma tedavisi, maddenin vücuttan çekilmesi sırasında ortaya çıkan belirtilerin tedavi edilmesidir. Bağımlılıkta arındırma tedavisi tek başına yeterli olmamakta, ancak bazı durumlarda uzun süreli bağımlılık tedavisinin de ilk adımını oluşturmaktadır. 5. Bağımlılık tedavisinde motivasyonu artıran çevresel etmenler de önemlidir. Aile, okul, iş çevresi ya da yasal zorunluluklar (Denetimli Serbestlik) bağımlılık tedavisine başvuru ve tedavide kalma üzerinde etkili olabilmektedir, kişinin bağımlılık tedavisini kabullenmesini sağlayabilmektedir. 6. Bağımlılık tedavisi süresince alkol ve madde kullanımının takibi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bunun için idrarda madde testi tekrarlanmalıdır. Bağımlılık tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek olan kaymalar (nüks – relaps) bu şekilde fark edilebilir. Erken dönemde fark edilmesi, kişinin daha ciddi sorunlar yaşamadan müdahalesine olanak vermekte ve yeniden bağımlılık tedavisi planına uyum sağlanabilmektedir. Bunun için idrar testi en sık kullanılan yöntem olmakla birlikte, saç testleri de bu amaçla kullanılabilmektedir. 7. Ailenin de iyileşme sürecine dahil olması mutlak gerekliliktir. Ailelerin de grup terapisi toplantılarına (nar-anon ve al-anon grupları) katılımı, bağımlılık tedavisinde başarılı sonuç alınması için en kritik ve en önemli koşullardan biridir. İyileşme uzun bir süreçtir ve birçok tedavi bölümüne çoğunlukla ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrar alkol ve madde kullanımı, bağımlılık tedavisi sırasında veya başarılı bir bağımlılık tedavisinden sonra bile görülebilir. Sürekli iyileşme sürecinden kopmamak için grup terapilerine devamlılık, en önemli motivasyon kaynağıdır. Tütün endüstrisinde hedef gençler Uzmanlar sigara kullanımını caydırmak amacıyla önerilen düz paket uygulamasının Türkiye’de de zorunlu hale gelmesi gerektiğini savunuyor. Sigara endüstrisinin pazarlama stratejileri hedefinde bulunan gençlerin ve çocukların korunması için büyük önem taşıyan düz paket uygulaması, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu yıl Dünya Tütünsüzlük Günü’nün ana teması olarak belirlendi.Hedefte çocuklar ve gençler varAraştırmalar, 19 yaşından önce sigaraya başlayanların bağımlı olma olasılığının, ileri yaşlarda başlayanlara oranla çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Her alanda olduğu gibi sigara endüstrisinin pazarlama stratejilerinin hedefinde de gençler ve çocuklar ilk sırada geliyor. Yeşilay Dergisi’nin Mayıs sayısında, sigara şirketlerinin tüketimi arttırmak için yaptığı çalışmalara değinilerek, endüstrinin hedefinde öncelikle gençler olduğuna dikkat çekildi. Yeşilay bünyesinde tütün bağımlılığı konusunda aktif olarak çalışan ve kampanyalar yürüten Yönetim Kurulu Üyesi Tuba Durgut, tütün endüstrisinin hangi çalışmalar üzerinden çocuk ve gençleri hedef aldığı konusunda bilgiler verdi; sigara kullanımını azaltmak için yapılan çalışmaları ve sigaralardaki düz paket uygulamasını anlattı.Resimli uyarılar caydırıcı Sigara paketleri üzerine konulan resimli uyarıların önemli bir caydırıcılığı olduğuna dikkat çeken Durgut, günde ortalama 20 sigara içen bir kişinin yılda yaklaşık 7 bin kez bu uyarıları gördüğünü belirterek, sigara paketlerinde etkinliği ispatlanmış olan resimli uyarılar bulunmasının, sigara kullanıcıları ve potansiyel kullanıcılar üzerinde etkili olduğunu belirtti. Ülkemizde de sigara paketlerinde resimli uyarılar bulundurulmasının yasal bir gereklilik olduğunu söyleyen Durgut, “Uyarıcı resim uygulaması bizi mutlu ediyor. Ancak resimli uyarıların bir rotasyona tabi tutulması, belli aralıklarla yenilenmesi ve hedef kitlelerde etkinliğinin test edilerek geliştirilmesi çok önemli. Hedef kitlelerde test edilmiş yeni resimli uyarılar ve düz paket uygulaması halk sağlığı açısından başarılı bir kazanım olur, sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.31 Mayıs Dünya Tütünsüzlük Günü’nün teması düz paket Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), bu yıl 31 Mayıs Tütünsüz Günü’nün temasını düz paket olarak belirlediğini söyleyen Durgut, bu uygulamanın önemi hakkında şu bilgileri verdi:”Sigara paketi, en temel iletişim ve pazarlama aracı. Özellikle gençlere yönelik olarak özgürleşme, güç, çekicilik, incelik gibi temalar kullanılıyor. Şeker, sakız kutuları bir dönem sigara paketi görselleriyle raflarda satılıyordu. Kadınlara yönelik de ciddi pazarlama kampanyaları yapıldı. Bunun sonuçları ise oldukça vahim. Mesela, 1950’li yıllardan itibaren kadınlarda akciğer kanserine bağlı ölümler yüzde 600 oranında arttı. Akciğer kanserine bağlı ölümler, meme kanserine bağlı ölümleri geçerek, kadınlar arasında bir numaralı kanser ölümü sebebi oldu. Paketlerdeki özendirici unsurların kaldırılması halk sağlığı için çok önemli bir yatırımdır.” Tütün endüstrisine getirilen reklam yasaklarının, bu şirketleri dolaylı yoldan özendirici kanalları kullanmaya yönelttiğini hatırlatan Durgut, bu nedenle aileler ve gençler üzerinde farkındalık oluşturmak üzere sivil toplum kuruluşlarına, kanun koyuculara önemli görevler düştüğünü ifade etti. YanıtlaYönlendir Tepki ekle