AVUKAT IYAZ ÇİMEN ‘ SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE YARGITAY KARARINI’ DEĞERLENDİRDİ
Avukat Iyaz Çimen, sadakat yükümlülüğü ve boşanma konusunda yaptığı açıklamada: “TMK md. 161/1 hükmüne dayanılarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasında ispat yükü davacıdadır. Davacı taraf, dilekçesinde iddia ettiği olayları ispatlamakla yükümlüdür. Evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması, eşler arasında ciddi ve şiddetli geçimsizliğin bulunması eşlerde evliliği sürdürme isteğinin kalmaması anlamına gelir. “Her türlü geçimsizlik, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olabilecek nitelikte değildir. Kanun koyucu şiddetin ölçütünü, evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede oluşması şeklinde belirlemiştir. Ortak hayatın çekilmez hale gelmesinin ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına eklenen bir şart değil, sarsılmanın şiddet derecesi olduğunu söylemek mümkündür. Ortak hayatın çekilmez hale gelmesi şartı, hakim tarafından takdir edilmektedir.Nitekim konuya ilişkin olarak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kocasından habersiz doğum kontrol hapı kullanan kadını kusurlu sayarak emsal bir karara imza attı. Nevşehir’de yaşayan bir kadın, iddiaya göre, eşinden şiddet gördüğünü, hakaret ve tehditlere maruz kaldığını iddia ederek kocasına boşanma davası açıyor. İddiaları reddeden koca da eşinin kendisinden habersiz doğum kontrol hapı kullandığını, elinden cep telefonunu düşürmediğini ve mahrem sırları başkalarına anlattığını iddia ederek karşı boşanma davası açıyor. Nevşehir Aile Mahkemesi, iki tarafı da kusurlu sayarak çiftin ‘evlilik birliğinin temelinden sarsılması’ nedeniyle boşanmalarına karar veriyor. Mahkemenin gerekçeli kararında erkeğin karısına uyguladığı şiddet nedeniyle, kadının da kocasından gizli şekilde doğum kontrol hapı kullandığı gerekçesiyle kusurlu sayıldığı ifade ediliyor. Yerel mahkemenin kararına itiraz eden kadın, dava dosyasını Yargıtay’a taşıyor. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kendisinin bir kusurunun olmadığını temyiz dilekçesinde belirten kadın, usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını talep ediyor. Talebi değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan İstanbul Barosu avukatlarından meslektaşım Dilek Yüksel, Yargıtay’ın doğum kontrol hapını boşanmada kusur olarak kabul etmesi kararının yerinde bulduğunu ifade ederek: “Kadın, basit bir tanımla evlilik birliğine aykırı davranmıştır. Kocanın haberi olmadan ortak çocuk olmaması için gizlice doğum kontrol hapı kullanmak, kocanın kişilik haklarına saldırı teşkil etmektedir. Yargıtay yine bir kararında, hiçbir sebep yokken kocanın çocuk istememesini de kusur kabul etmiştir. Evlilik birliği içerisinde eşlerden birinin hiçbir sağlık sorunu yokken çocuk istememesi, diğerinin istemesi durumunda bu geçimsizliğe ve kavgalara sebep oluyorsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir. Toplumun temel yapıtaşı ailedir. Anayasa’nın 41. maddesinde de ailenin önemi vurgulanmıştır. Eşlerin çocuk yapıp yapmama konusunda uyuşmazlığa düştüklerinde farklı çözüm yolları geliştirmeleri gerekmektedir.”
Avukat meslektaşım Dilan Nergis Akkaya ise kadının kocasından habersiz doğum kontrol hapı kullanmasının sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğini belirtiyor. Evlilik birliğinin devamı için eşlerin birbirine karşı dürüst davranması gerektiğini belirten avukat Akkaya, “Evlilik birliği ile ortak hayat kurmak için bir araya gelen iki yetişkin insanın, evlilik içerisinde aldığı kararları ortak bir şekilde vermesi gerekmektedir. Kadının eşten gizli olarak doğum kontrol hapı kullanması, çocuk yapma konusunda tek başına karar aldığına yönelik iradesini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Böylesine hayati bir kararın verilmesinde eşlerin karşılıklı olarak iradelerini açıklayarak birlikte karar vermesi gerekmektedir” dedi.