Eğitimci Yazar Aysel Adıgüzel’in kaleminden: ‘Pandemi ‘nin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Pandemi süresince sosyal etkileşimlerin azalması, çocukların akranlarıyla etkileşimlerini sınırlamış ve sosyal becerilerinin gelişiminde gecikmelere yol açmıştır.
Çocuklar, yeni arkadaşlıklar kurmada veya grup oyunlarında katılımda zorluk yaşayabiliyorlar. Uzun süreliizolasyon ve belirsizlik, çocuklarda kaygı, korku ve stres duygularının artmasınaneden olmuştur.
Bu durum, çocukların duygusal reglasyon becerileri üzerinde etkili olabilir.
Okuldan uzak kalma ve uzaktan eğitim uygulamaları, çocukların temel eğitim becerilerinde (okuma, yazma, matematik) geri kalmalarına neden olmuştur.
Bu, okul hayatına dönüşte adaptasyon zorlukları yaratabilir.
Dışarıda oyun ve fiziksel aktivitelerin kısıtlanması, çocukların fiziksel gelişimlerine etki etmiştir.
Bu durum, bazı sağlık sorunlarına (örneğin, obezite) zemin oluşturulabilir.
Yüz yüze etkileşimlerin azalması, çocukların iletişim kurma biçimlerini değiştirebilir.
Çocuklar, sanal platformlarda daha fazla zaman geçirdikçe yüz yüze iletişim becerilerini geliştirmekte zorlanabilirler.
Uzaktan eğitimde sınırlı etkileşim ve yapısız bir öğrenme ortamı, çocukların dikkatlerini sürdürmelerini ve motivasyonlarını artırmalarını zorlaştırabilir.
Bu, öğrenme isteksizliğine yol açabilir. Pandemi boyunca çocukların yaşadığı zorluklar, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuklara daha fazla destek olmasını gerektirmiştir.
Bu ihtiyaç, özellikle duygusal destek ve öğrenme becerileri konusunda kendini gösterir.
Ebeveynlerin evde geçirdikleri süre boyunca çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmesi, bazı durumlarda yaratıcılığı artırmış ve yeni oyun deneyimlerinin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır.
Ancak sosyal oyun fırsatlarının azlığı, özgür oyun deneyimlerini etkileyebilir.
Pandemi sürecinde aileler ile çocuklar arasındaki ilişkiler değişim göstermiştir.
Ebeveynlerin stres düzeyleri, çocukların psikolojik sağlığını etkileyebilirken, çocuklar da destek arayışında daha bağımlı hale gelebilirler.
Salgın dönemlerinde uzaktan eğitim uygulamaları, internet erişimi ve teknolojiye ulaşımda adaletsizlikler yaratmıştır.
Ekonomik olarak dezavantajlı ailelerden gelen çocuklar, eğitim kaynaklarına erişim konusunda zorluklar yaşamışlardır.
Salgın sonrası çocukların eğitimde yaşadığı kayıplar ve zorluklar, uzun vadede akademik, sosyal ve psikolojik gelişimlerini etkileyebilir.
Bu durum, ileride iş gücü piyasasına girişlerinde de yansımalar gösterebilir.
Bu etkilerden kaynaklanan sorunların üstesinden gelmek için, bireysel, ailevi ve toplumsal düzeyde destekleyici mekanizmaların geliştirilmesi önemlidir.
Eğitime dönülünce, öğretmenlerin ve eğitim sisteminin bu kayıplarla başa çıkabilmesi için ilave destekler sağlanmalıdır.
Bu değişiklikler, çocukların gelişimsel ilerlemelerini değerlendirirken göz önünde bulundurulmalıdır.
Ebeveynler ve eğitimciler, bu zorlukların üstesinden gelmek için sürekli destek sağlamak ve çocukların ihtiyaçlarına uygun stratejiler geliştirmek konusunda dikkatli olmalıdır.